2006 yılında ilk bireysel gelişim eğitimi almaya gittiğimde eğitmen “Ya yaratırsınız
ya yok edersiniz. Ya yaparsınız ya yıkarsınız” demişti.
Dünya insanlığına ilham olmuş canımız, Mevlanamız da “Ey salik! Musa’da
Firavun’da senin varlığında mevcuttur. Bu iki hasmı kendinde aramak gerekir.
Vahyin ışığında aydınlanki sendeki Musa sendeki Firavun’a galip gelsin” der.
Bir başka örnek, bıçağı kendimi ya da sizi yaralamak ya da mutfakta hayatımı
kolaylaştırmak için kullanabilirim.
Bana göre hayatımızdaki her şeyle ilişkimiz bu örnekler gibidir.
Geçmişte bizim dışımızda oluşmuş acı dolu programla, birbirimizi incitebiliriz de
birbirimizin yaralarına merhem de olabiliriz.
Şu an bu yazıyı okurken “ben incitmiyorum” diyebiliriz. Buna inanmayı en az sizin
kadar ben de çok isterim.
İncitmemek bir yolculuk. Hem kendimizi hem de diğer tüm canlıları (insan, hayvan,
doğa).
Önce kendi acımızın farkında olup kabul etmek, sonrasında bize hangi yöntem
uyuyorsa onu rehber alarak bu acının armağanlarını alma yolculuğuna çıkmayı çok
kıymetli buluyorum.
Bilinçaltımızın gücü duygularımızı kullanmasından da gelir. Hem kendimizi hem de
çevremizdeki her şeyi herkesi korumak istiyorsak, duygularımızı hissederek onların
mesajlarını almayı öğrenebileceğimiz bir yöntemi rehber almamız yolu
kolaylaştırabilir. İşte burası süreç içinde içimizdeki Musa’yı genişletebilir.
Çünkü duygularımızı yıkıcı bir güçle kullanmak için değil, yaratıcı bir güçle hem
kendimizle hem de tüm canlılarla bağlantı kurmak, anlamak ve böylece
hayatlarımızı zenginleştirmek için kullanabilir oluruz.
Sevgice💫