Ebeveynlerimizin yapamadıklarını yapmak üzere mi bir yaşam yaşıyoruz, ne
dersiniz?
“Ben niye hastalıkların duygusal çatışmaları ile çalışıyorum!!!”
Bir kaç zamandır yukarıdaki soruyu kendime soruyordum, ben niye hastalıklarla
bireysel gelişimle bu kadar merakla tutkuyla ilgileniyorum diye.
Benim en büyük abim zatüreden küçük yaşta ölmüş. Güneydoğulu bir kadın olarak
annemin, ilk çocuğunu ve erkek çocuğunu kaybetmesinin acısını düşünemiyorum.
Ehh o zamanlar dünyada henüz Şiddetsiz İletişim’de yok ki duygularıyla nasıl baş
edeceğini bilsin.
Annem bizim hasta olmamızdan çok korkardı. Bu çalışmalarla fark ettim ki bu korku
annemden bana da geçmiş.
Annem için hastalık, büyük olasılıkla abimi kaybettiği için ölüm korkusuyla
kodlanmış. Hastalanırsak ölüceğimizden çok korkmuş olmalı.
Dolayısıyla hastalıktan çok kormuş ve bu korku çözülmeden kalmış. Bizlere
çözmemiz için aktarılmış.
Bir başka deyişle annemin yapamadığını yapıyorum.
Sevgice💫